
Koçluk yapmaya başladığımdan bu yana işimden bahsettiğim zaman aldığım tepkiler gösteriyor ki Koçluk ülkemizde ne olduğu bilinmeyen daha da önemlisi yanlış anlaşılmış bir meslek dalı.
Bundan dolayı yanıtlanması gereken ilk soru “Koçluk ne değildir?” olmalı.
Koçluğun mentorluk ya da danışmanlık olmadığının ve koçun da size akıl veren bir mentor, tedavi eden bir terapist ya da dertlerinizi dinleyen bir arkadaş olmadığının özellikle altını çizmek gerekir.
Sizin hayatınızı, ilişkilerinizi ya da işinizi sizden daha iyi kimse bilemez. Bundan dolayıdır ki, alacağınız kararlar ve yapacağınız hamleler sadece sizin belirleyeceğiniz yönde ilerleyebilir.
Peki nedir “Koçluk”?
Uluslararası Koçluk Federasyonu (ICF | International Coach Federation) koçluk kavramı için güzel bir tanım yapmış.
“Müşteri ile ortaklık gerçekleştirerek düşünceleri harekete geçiren yaratıcı bir süreçtir.”
Şahsen müşteri yerine danışan demeyi tercih ediyorum. Ben danışanı, hayatında, işlerinde, ilişkilerinde ya da kendi özel konusunda daha tatmin edici sonuçlar almak için potansiyelini keşfetme ve o zamana kadar farkında olmadığı olasılıkları araştırma isteğinde olan ve bu yolda harekete geçmiş birey ya da takım olarak tanımlıyorum.
Koçluk, danışanın belirlediği hedefler doğrultusunda pozitif yönlü sonuçlar elde etmeye odaklanmış profesyonel bir ortaklıktır. Koçlukta hedef, danışanın konusu ile ilgili kendindeki farkındalık düzeyini arttırarak, olasılıkları açacak yaratıcı düşünce süreçlerini başlatmak ve ve bu yolda aldığı kararları uygulamaya geçirmesini sağlamaktır.
Ve koçun görevi de bu süreci doğru bir şekilde yönetmektir.
Koç olarak bizler, farkındalığınızı arttırmanız, potansiyelinizi keşfetmeniz ve bu potansiyelleri ortaya çıkaracak davranışları bulmanız için sizinle birlikte yürür ve yolunuzdaki karanlık köşelere ışık tutarız. Ki o ışık da sizsinizdir.
Kendi ışığınızın aslında ne kadar parlak olduğunu gelin birlikte keşfedelim.
Hiç kimseye hiçbir şey öğretemezsiniz. Olsa olsa onu kendinde keşfetmesine yardımcı olabilirsiniz.
Galileo Galilei